Diş dolgusu insanlık tarihi kadar eski bir tedavi şeklidir. Arkeolojik araştırmalar çok eski zamanlarda bile çürük dişlerin ve eksik dişlerin doğal malzemelerle tedavisine çalışılmış ve kısmen de başarılı olunmuştur. Zamanla çeşitli dolgu malzemeleri geliştirilmiş ve tedaviler bu malzemelerle yapılmıştır. Ancak yapılan araştırmalar metal dolguların kimyasal olarak insan sağlığına zarar verdiğini ortaya koymuştur.
Amalgam dolguların içinde bulunan civa, dolgu yapılmasından sonra buharlaşmaya başlayarak hastanın genel sağlığına zarar vermeye başlamaktadır. Bu durum dolguların değiştirilmesinde de devam etmekte ve hem hastanın hemde diş hekiminin civa buharına maruz kalmasına sebep olmaktadır. Ortaya çıkarılan bu zararlarından dolayı tüm dünyada amalgam dolgular terk edilmeye başlanmıştır. Kanıtlanmış zararları sebebiyle kliniğimizde amalgam dolgu kullanılmamakta ve hastalarımıza yapılacak tedavilerde, tıbbın kurucusu hipokratın ‘Önce zarar verme’-‘pirimum nil nocere’ öğüdü uyarınca insan sağlığına zararlı malzemeler kullanılmamaktadır.
Günümüz teknolojisinin yardımıyla, dişe kimyasal olarak yapışan ve diş rengini taklit eden kompozit malzemelerle dolgular yapılabilmektedir. Bir kompozit dolgunun yapımında izolasyon, renk uyumu ve doğru şekillendirme gerekmektedir. İzolasyon için kliniğimizde; tüm dünyada yaygın olarak kullanılan ancak ülkemizde kullanımı yaygınlaşmamış olan RUBBER DAM kullanılmaktadır. Ayrıca dolgunun doğru şekillendirilebilmesi için özel matriks sistemleri kullanılmaktadır.
Dolayısıyla kliniğimizde son teknoloji dolgu malzemeleri ile estetik ve diş dokusu kadar dayanıklı dolgular, ağrısız ve konforlu bir şekilde yapılmaktadır.